Matrakçı Nasûh’un Kent Mimarisine Bakan Tasvirleri

Bağdat

Alpaslan Paşaoğlu Hakkında

Uzun zamandır konargöçer bir Egeli olarak İstanbul'da yaşamaktadır. Radikal, Fil'm Hafızası, Cineritüel, Havayolu 101 başta olmak üzere çeşitli mecralarda yazıları yayınlanmıştır. Ayrıca belgesel ve farklı kategorilerde senaryo çalışmaları bulunmaktadır.

Nasûh bin Karagöz bin Abdullah el-Bosnevî”, namıdiğer Matrakçı Nasûh; topoğrafik resim geleneğinin öncülerinden biri olarak görülür. Eserlerini ağırlıklı olarak Kanunî Sultan Süleyman döneminde veren Nasûh’un kartvizitinde tarihçi, matematikçi, silahşör ve yine kendisinin icat etmiş olabileceği düşünülen “matrak” isimli savaş oyunundan dolayı Matrakçı ünvanlarına sahiptir. Akademik kaynaklarda* Nasûh’a yönelik, Kanunî’nin oğullarına 1529’da düzenlenen sünnet töreninde Atmeydanı’na tekerlekler üzerine oturtulup hareket etmesi sağlanan ve içerisine askerler yerleştirilebilen iki kaleyi getirerek bir savaş temsili tertiplediği belirtilir. Bu sebeple kendisine silahşörlerin reisi olduğuna dair Padişah tarafından bir berât verilmiştir.

Matrakçı Nasûh yine Kanunî’nin emri ile Taberî Tarihi’ni Arapçadan Türkçeye tercüme etmiştir. Ayrıca “Cemâlü’l-Küttâb” ve “Kemâli’l-Hüssâb” isimli matematik eserleri bulunmaktadır. II. Bayezid devrinin sonlarında Enderun’da bulunduğu ve bu sayede ünlü alim Sâî’nin talebesi olduğu düşünülmektedir. Enderun’da eğitim görmesi ve eserlerinde El-Bosnevî ismini kullanmasından dolayı da Balkan kökenli bir devşirme olduğu düşünülmektedir.

Avrupa’da geç gelişmiş bir sanat dalı olan perspektif görünümlü şehir planlamacılığına (vedut) yönelik kendine has üslubu ile tasvirler ekleyen Nasûh, Christoforo Boundelmonti gibi dönemin ünlü gezgin ve haritacılarının çalışmalarından da etkilenmiştir. Osmanlı resim sanatı alanında kent tasvirlerinin ilk örneklerine 16. yüzyılda minyatürlü el yazmalarında rastlanır. Aynı zamanda dünya haritacılığının öncülerinden Piri Reis’in 1521’de hazırlayıp geliştirerek Kanuni Sultan Süleyman’a sunduğu Kitâb-ı Bahriyye’sindeki çizimler de kezâ önemli ilk temsiller arasındadır. Bu dönem; harita, mimari, hendese ve şehir planlamacılığı açısından Osmanlı tarihinin yalnızca ilk kent tasvirlerinin değil ilk resim eserlerinin de görüldüğü yıllara tekabül eder.

Nasûh’un Figürsüz Tasvirleri

Matrakçı Nasûh’un eserleri bir  kent panteonu yaratmaktan ziyade Osmanlı’nın fethettiği kentleri tarihi bir vesika altına almayı amaçlar. Onun figürsüz tasvirleri, Osmanlı nakkaşlarının tercih ettiği üsluptaki savaş tasvirleri yerine topoğrafik bir çalışma ortaya çıkarmaya yöneliktir. Temelleri Arap ve Antik Yunan matematiğine dayanan perspektif kavramı, Arap bilgini İbn El Heysem’in ışıkla alâkalı çalışmalarında da görülür. Bu farkındalık İslam sanatına yönelik ilerleyen dönemlerde Matrakçı Nasuh gibi bilginlerin eserlerine ilham kaynağı olacaktır.

Nasûh’un tasvirlerindeki mekânların çok boyutluluğu, zamanın tek boyutlu olmaması ile ilintilidir. Tasvirler, belirli bir zamanda kentin nasıl göründüğünün aksine o kentin farklı dönemlerini bir araya getiren bir görünüş külliyatına dönüşür. Dönem Batı düşüncesinde “gerçeklik” kavramı, fiziki dünya algısı ile belirli sınırlar içerisine hapsolurken, İslam düşüncesinde söz konusu fiziki dünyanın ötesinde metafiziksel bir boyuta inanılması Matrakçı Nasûh’un topoğrafik tasvirlerini, mekânın ele geçirilecek kapalı bir alan olarak değil, aksine açık ve çok boyutlu bir mahal olarak kavramsallaştırmasını sağlar.** Bu noktadan yola çıkarak yerli Da Vinci’nin, Padişah ile seferlere çıktığı dönemlerde yine onun menzilini*** ortaya çıkaran tasvirler üzerinde çalıştığı bazı örnekleri aşağıdaki galerimizde sizlere sunarız.

*DAVUT Erkan, “Osmanlı Araştırmaları / The Journal of Ottoman Studies”, XXXVII (2011), s. 181-197.

**ÖZGÜL Eda Gönül, “Farklı Görme Biçimi Olarak Tasvir: Matrakçı Nasuh’un Topografik Tasvirleri”, Millî Folklor, S:96 (2012).

***Menzil hanları, Hac yolları ve ticaret yolları üzerinde tüccarların, hacıların konaklaması için düşünülmüş yapılardır. Bunlar günümüz ölçü birimiyle 30 km’de, 25 km’de ve 40 km’de bir konumlanır. Yani bir kervanın bir gün içerisinde alabileceği yol kadar mesafe hesaplanarak iki menzil hanı arasındaki uzunluk belirlenir.

Bir cevap yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.