Son yazımda insanların tektipleştirilmelerinden ve duygusuzlaştırılmalarından dolayı gittikçe makineleştiklerinden bahsetmiştim. Onun devamı olarak görülebilecek bu yazıda ise makineleşmeyi engelleyebilecek üç duygu durumundan ve algılanma biçimlerinden bahsetmeye çalışacağım. Bunu da son yıllarda yayınlanmış üç dizi aracılığıyla yapacağım. 2010’larda ergen olmak üzerine: We Are Who We Are İlk dizi İtalya’daki bir Amerikan askeri üssünde geçen We Are […]
dizi
Dizi kategorimizde, ayrıksı dizilere farklı açılardan baktığımız yazılarımızı bulabilirsiniz.
Eksileri ve Artılarıyla The End of The F***king World

Yazı, filmle ilgili gelişmeleri ele vermektedir. Neredeyse iki yıl aradan sonra Netflix, The End of the F***king World dizisinin yeni sezonunu yayınlandı. Birinci sezonu hızlıca hatırlayacak olursak James ilk cinayetini arayan psikopat karakterimiz, Alyssa anlam arayan nihilist karakterimizdi. İkisi de kendilerini yaşadıkları dünyaya ait hissetmiyorlar, Bonnie ve Clydevari bir yolculuğa çıkıyorlardı. Tam anlamıyla bir aşk […]
Yeni Kahramanlarımız: Fleabag ve Ozark’ın Beyaz Yakalı, İllegal Kadınları

Artık diziler televizyondan değil dijital platformlardan izleniyor. Bu alanın öncülerinden Netflix ile furyaya sonradan dahil olan BBC, birbirinden dikkat çekici içerikler yayınlıyor. Bu yazıda size tavsiye üzerine izlediğim iki diziden, Fleabag ve Ozark’tan bahsedeceğim. Ozark “Ozark’ı izlemeye başladığınızda aklınıza ister istemez bir başka efsanevi dizi, Breaking Bad gelecektir. Haklısınız.” Efsane dizi Arrested Development’la tanınan, bu […]
Fosse/Verdon (2019): Bob Fosse ve Gwen Verdon Üzerine

Bob Fosse’yi tanımam üniversite yıllarına rastlar. Önce 70’lerin ünlü müzikallerinden Cabaret‘i (1972) izledim. Ardından televizyonda şans eseri Lenny‘ye (1975) denk gelmiştim, yönetmeninin Fosse olduğunu görünce şaşırdığımı hatırlıyorum. Birkaç yıl sonra All That Jazz‘ı (1978) izleyince nutkum tutuşmuştu ki hâlâ favori filmlerimden biridir. Fosse’yi gündemime tekrar aldıran, pek gürültü koparmasa da benim mest olarak seyrettiğim Fosse/Verdon […]
Mikro Kıyamet ya da “HBO’nun Ses Getiren Mini Dizisi”: Chernobyl

Chernobyl; HBO’nun çok ses getiren mini dizisi. Sayesinde 1980’leri yaşayanlar, felaketin eşiğinde olduklarını bir anda hatırladı. Dizi Çenobil’deki patlamanın ileri bir döneminde Valery Legasov’un kendi sesini kaydetmesiyle başlıyor. Uzaktan izlediğimiz patlama anı ile birlikte hikâye de başlıyor. Büyük panik sonrasında reaktörün patladığına dair büyük bir inkârı seyrediyoruz. Ta ki ikinci bölümün ortalarına kadar. Seyirci olarak […]
Chernobyl (2019) Dizisinin Düşündürdükleri

Üniversitede aldığım “Araçlarda Alternatif Yakıtlar”ın bir dersinde hocamız “Sizce en temiz ve güvenilir yakıt hangisidir ve neden?” diye sormuştu. Herkes aklına ilk geleni söylemiş, hocanın cevabı ise şu olmuştu: Nükleer enerji. Çok sinirlendiğimi hatırlıyorum. Yıl 2007, hatırlamasak da, olayın nedenini bilmesek de Çernobil’den ötürü nükleer enerjiye güvenmiyorduk. Hocamız, Prof. Dr. Doğan Güneş, gayet başarılı şekilde […]