68. Berlin Uluslararası Film Festivali İzlenimleri: Dovlatov ve The Prayer

Dovlatov (2018) Yirminci yüzyılın en iyi yazarlarından olan ve çoğu yazar gibi değeri öldükten sonra anlaşılan Ermeni asıllı Rus yazar Sergei Dovlatov’un hayatına odaklanan Dovlatov (2018), dönemin kültürel, siyasi ve politik yönlerini, kapitalist sistem eleştirisini Alexey German Jr.’ın yönetimi, uzun çekim planları ile birlikte çarpıcı biçimde ele alıyor. 1971 Leningrad’ında, askeriyedeki muhafızlığından ayrılıp yazarlığa yönelen […]

68. Berlin Uluslararası Film Festivali İzlenimleri: L’animale (2018)

Korkularının Üstesinden Gelirsen Özgür Kalabilirsin Son yıllarda sinemada sıkça izleme fırsatı bulduğumuz “coming of age” hikâyelerine bir yenisi Katharina Mueckstein’ın hem yazıp hem de yönettiği L’animale (2018) ile ekleniyor. Filmde, büyüme hikâyelerinde görmeye alışık olduğumuz gibi yalnızca genç karakter üzerinden değil, anne, baba ve çocuk üzerinden üç ayrı karakterin kendini keşfetme ve bununla yüzleşme süreçleri […]

Lady Bird (2017): Hayat Boyu Büyüme Derdi Olanlara

Tanrıya inanmıyorsun ama ailenin sana taktığı isimle mutlusun Üniversitedeyken gittiği ilk partide tanıştığı çocuğa böyle diyor Lady Bird yani Christine. Ama meselemiz bundan çok daha önceye dayanıyor. Hadi pek kimselerin bilmediği Katolik Sacramento’ya gidelim çünkü bundan pişman olmayacağız. Bu sene Oscar’da yarışan en iyi film adayları çok geniş bir yelpazeyi kapsamış olmak için özenle seçilmiş […]

68. Berlin Uluslararası Film Festivali İzlenimleri: Eva (2018)

James Hadley Chase’in Eve adlı romanından Benoît Jacquot ve Gilles Taurand birlikteliğiyle sinemaya uyarlanan Eva’nın (2018) yönetmen koltuğunda da yine Jacquot oturuyor. Berlinale’de neden Altın Ayı için yarıştığını anlamadığım Eva, konusu itibariyle iyi bir sinema filmine dönüşebilecekken seyirciyi, “Biz şimdi ne izliyoruz?” sorusuyla 102 dakika boyunca yalnız bırakıyor. Öyle ki, filmi Isabelle Huppert’ın devasa oyunculuğu […]

68. Berlin Uluslararası Film Festivali İzlenimleri: Las herederas (2018)

Paraguaylı yönetmen Marcelo Martinessi’nin yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi Las herederas (The Heiresses, 2018), uzun yıllar birlikte yaşayan iki kadın üzerinden finansal anlamda direnme derdini, geç de olsa evden dışarıda süren bir hayatın olduğunu fark etmeyi ve Paraguay’ın elit ve alt tabakasının portresini, hikâyesinde hemen her duyguya yer vererek, sadece kadın oyunculardan oluşan kadrosuyla […]

Tek Dert Bu Olsun Serisi: Az Görülen Sinema Duyarları

“İyi adam” kötü adamın yaptığı yanlışa bozulur, onun evine gider (haneye tecavüz), ona ulaşmak ve haddini bildirmek için onlarca korumayı öldürür (olaylardan haberi olup olmadığı belirsiz masumların ölümü), en iyi ihtimalle onları yaralar. “Yaralanmak korumaların fıtratında vardır” diye düşünülür, peki öldürülmek neden? Koruma, patronunun birtakım kirli işler çevirdiğini duyabilir ama “iyi adama” yaptığı yanlışın ne […]