Bir Film Geleceği Gösterir Mi?: La Haine ve Sonrası

Filmler zamanın her dönemine ışık tutabiliyor. Biz daha çok geçmişe ışık tutanları görüyoruz. Peki ya bir film geleceği ve içinde bulunduğumuz zamanı anlatıyorsa? Bir sosyolog gibi toplumu gözlemleyip, ilgiyle takip edilen astrologlardan ve kapılarında sıra olunan falcılardan daha fazla şey anlatıyorsa? Filmlere, kitaplara ve diğer sanat yapıtlarına medyumlar kadar ilgi göstermesek de bu mümkün. Geçmişi, zamanı, […]

Afili Filintalar’dan: İtirazım Var Allah’ım

itirazın var

“İnsan sadece suçluyken kaçmaz. Bazen suçlandığın için de kaçarsın. Ama bir kere kaçmaya başladıysan, bir şeyleri de muhakkak kaçırırsın elinden. Bazen gençliğini kaçırırsın, bazen geleceğini, bazen de aklını…” İmam Selman Bulut’un filmin kalbine hançerlediği bu sözlerin efkârında izliyoruz İtirazım Var’ı (2014). Eşini yitirmesine ve kızı ile yalnız kalmasına sebep olduğu trafik kazasından sonra sorgulamaya başlıyor […]

Temiz Yüzlü, Kentsoylu Bir Jön: Tarık Akan

1950’li yıllarda, star sisteminin ayaklarının yere bastığı, seyircinin âşina olduğu rollerde ve hikâyelerde görmekte direttiği oyuncuların sinemayı ele geçirdiği, filmlerin bu yıldız isimlerle pazarlandığı, halkın rol model olarak yine bu isimleri benimsediği bir Türkiye portresi vardı. Ayhan Işık, Sadri Alışık, Göksel Arsoy, İzzet Günay, Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Ediz Hun, Kartal Tibet, Kadir İnanır, Orhan […]

Işık, Doğu Ekspresi’nden Yükselir: Tahir Enes ile Kars’a Yolculuk

“Bir lamba yanıyor hafif ve sarı Garip bir yolculuk, tren ve geyve Bir hançer bölüyor, ah… rüyaları: Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve… Lambalar yanıyor hafif ve sarı Gece kar yağacak sabaha kadar Toprakta et, kemik çatırtıları… Yarı ölüleri bir korku tutar, Değince bir taşa kafa tasları, – Ölüler ki yalnız tırnakları […]

Şurada Belki Bir Çatı Vardır, Göğü Kapatmayan Ama Başıma Yağacak Taştan Koruyacak Mesela

Benim, hukuk fakültesinde görevli birisinin, sanatla ne işi olur? Elbette, bu soru hukukun sanatla ne işi olduğunu ima etmese alenileşmesi lüzumsuz olurdu. Herhangi biri olduğuma göre bana dair olanda, kamusal, yani yazılmasında lüzum bulanacak olan herhangi biri oluşumdan fazlası olamaz. Neden edebiyatla ilgilendiğim yahut ne tür müziklerden hoşlandığım alelade bir malumat olmasının ötesinde alakasız da. […]

Soğuyunca Acımaya Başlar: Medea Restoranda

Albert Camus’nün Adiller (Les Justes) oyununda siyasi bir cinayet işlemek isteyen bir ekip, kendi aralarında kurbanı tanımadan öldürmenin nasıl mümkün olacağını tartışırlar. Aşağı yukarı “Belki onun yüzünde bir leke görürüz, sabah çocuklarıyla oynadığı kahvaltıdan kalma, o zaman onu öldüremeyiz,” derler. İnsan olarak tanımadan, yüze bile doğru dürüst bakmadan fikirler üzerine suikast tasarlamaya kalkarlar. Neil LaBute’un […]