
- Vuslat Çamkerten ile Söyleşi: “Anlatmak İstediğim Hikayeler Dilimi Belirler” - 4 Haziran 2022
- Beş Maddede Şehrin “Öteki” Yakası: Toz Bezi (2015) - 5 Mayıs 2021
- The Maltese Falcon (1941): Kötünün Aydınlık Tarafı - 4 Nisan 2021
- Nesimi Yetik ile Söyleşi: “Hep Kazanırsın Ey Çözümsüzlük” - 20 Ekim 2020
- Eylem Kaftan ile Kovan (2019) Filmi Üzerine Söyleşi: “İnsan Her Şeyden Önce Kendisine Yabancı” - 28 Eylül 2020
- Ceviz Ağacı (2020): Babanın Aynasında Kendini Görmek - 23 Ağustos 2020
- Kafanın Kafa Olmaya Devam Ettiği Sanat Pratiği: Masklar ve Çocuk Sanatı - 3 Temmuz 2020
- Ressam Beşir Bayar ile Söyleşi: “Her Dönem Kendi Sanat Dilini Oluşturur” - 12 Nisan 2020
- Kısa Film Önerisi: Karganın Aşınan Gagası (2019) - 25 Mart 2020
- Captain Fantastic (2016): Nike, Bir Zafer Tanrıçası Mıdır? - 9 Ocak 2020
Hong Konglu sanatçı Johnson Tsang’ın seramik üzerindeki hâkimiyetinden doğan heykelleri, çoklu kişiliklere sahip, deforme olmuş ancak bir o kadar da gerçek yüzleri barındırıyor. Kore Gyeonggi Uluslararası Seramik Bienali ve 2012 Tayvan Uluslararası Seramik Bienali’nde ödül alan sanatçı, ‘Lucid Dreams’ adlı serisiyle tek bir yüzeye onlarca formu sığdırarak, anlık mimikleri ve duygu hâllerini sabitliyor. Esnekliğin yanı sıra parçalanmışlık hissini de seramiğe ustaca yansıtan Tsang, soyutu ve gerçekliği tek bir düzlemde harmanlıyor. Farklı yüzlere odaklandığı Lucid Dreams serisi, sanatçının en sosyal, en güçlü bağ kurabileceğiniz çalışmalarından.













