Dünya Meseleleri: İmparatorluk, Küresel Minotauros, Marx Neden Haklıydı?, Güzeli Kurtarmak

İnsan doğasına, toplumsal normlara pozitivist ve materyal bir eksenden bakıldığı günümüzde, iktisadi ve politik teoriler yumağı içerisine daldığımız her meselenin bir yerlerde tıkanmaya gebe olduğunu görüyoruz. Düşünce giderlerinin işte bu tıkanıklıklarını açmaya çalışan bazı düşünürlerin uğraşıları ise hâlâ umut verici. M. Hardt, A. Negri, Terry Eagleton, Byung-Chul Han, Yanis Varufakis gibi değerli düşünür ve bilim insanlarının kaleme aldığı, yazımızdaki eserler, dünya meselelerine kafa yoran, dikkate değer çalışmalardır.

İmparatorluk

“Doğru tutulursa, her araç bir silahtır.”

Ani DiFranco

Hardt ve A. Negri’nin bu başyapıtı küresel kapitalizmin çelişkilerini gösteren muazzam bir çalışma. Slavoj Zizek’e göre İmparatorluk’un ortaya koyduğu tezler çağımız için Komünist Manifesto’nun yeniden yazılmasıyla eşdeğer.

İmparatorluk’un, insanlar arası etkileşimleri düzenlemekle kalmayıp doğrudan insan doğası üzerinde hâkimiyet kurmaya çalıştığını iddia eden Hardt ve Negri, çalışmalarında daha çok biyo-iktidarın üretici boyutuna ağırlık verirler. Immanuel Wallerstein gibi Hardt ve Negri de kapitalizmin en başından beri yerküreyi dikkate alarak örgütlendiğini savunur ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında çok uluslu ve ulus-üstü endüstriyel ve mali korporasyonlarla küresel toprakları biyo-politik olarak gerçek anlamda yapılandırmaya başlamıştır küresel kapitalizm. Bu nedenle İmparatorluk’un tezi, deştiği yara itibariyle kitabı çağımızın başyapıtlarından biri kılar.

Ulusaşırı korporasyonların karşısında yerelin farklılıkları artık direniş gösteremezler. Küresel homojenlik karşısında ulus-devleti güçlendiren her türlü politik strateji de bu yüzden hatalıdır. İmparatorluk, küresel kapitalizmin ne olduğunu anlatmakla kalmaz. Çizdiği stratejilerle Balibar’ın da ifade ettiği gibi klasik Marksist yaklaşımdan daha “komünist” bir militanlık ve sınıf mücadelesi öngörüsünde bulunur.

Küresel Minotauros

Yunanistan’ın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların ve yürütülen müzakerelerin Avrupa Birliği için hayati önem arz ettiği bir dönemde hükumetin Maliye Bakanı olarak çalışan Yanis Varufakis, içinde bulunduğumuz mali ve ekonomik krizin nedeninin küresel Minotauros’un doymak bilmeyen iştahı olduğunu söylüyor. Belki gelecekte daha da derinleşecek krizin ip uçlarını sunuyor okura.

Elbette kriz daima olacaktır ama öznelliklerimizi yok eden piyasa ekonomisini anlamak, teknolojinin bir değer değil fonksiyonel bir araç olduğunu sürekli hatırlamak gerekiyor. Bu bir ekonomi kitabı değil tabii ki! Bir felsefe dersi. Kapitalizmi anlamak ve yeni yollar arayıp bulmak için çağı tanımlama aracı. Fakat teknoloji gibi sadece işlevsel değil aynı zamanda değerli bir kitap.

Marx Neden Haklıydı?

Terry Eagleton bundan üç dört yıl evvel İstanbul’a Marksizm günlerinde konuşma yapmaya geldiğinde Roni Margulies onu Aslıhan Pasajı’na getirmişti. Okurken hep bizden biri olduğunu düşündürten Eagleton’u görüp onunla tanışınca düşüncelerimi haklı çıkardı.

Eagleton bu kitabında birçok kitabında olduğu gibi meselelerini kavramsal analizlere boğmadan, basit, sade, arı, duru bir üslupla anlatıyor. Marx Neden Haklıydı? post-marksistlerin, liberallerin, neo-liberallerin, kapitalistlerin ve tüm “post”çuların klasik marksizme yönelttikleri on eleştiriye cevap veriyor. “Marksizmin miadı doldu. Zaten siyasi despotluğa yol açıyordu. Her şeyi ekonomiye indirgiyordu. İnsan doğasına safça inanan ütopik tezler içeriyordu. Tarihsel determinizmden başka bir şey değildi.” gibi iddiaları savunan yahut bu eleştirilerle muhattap olanlar için bulunmaz hint kumaşı bu kitap. Eagleton, mizahi üslubu, kıvrak zekası, nesnel görüşleri ve açık yürekliliğiyle meydan okuyor. Akademik bir tarzı olmayan kitap genel okur kitlesinin de okuyabileceği bir çalışma.

Güzeli Kurtarmak

Güney Koreli çağdaş filozof Byung-Chul Han, bu kısa ama muhteşem eserinde çağımızın güzellik algısını sorguluyor. “Pürüzsüzlük çağımızın alametidir.” diyor. Bu pürüzsüzlük dokunma hissini uyandırır ve görmenin gizemini bozar. Gizem için mesafe şarttır. Böylece güzelin şaşırtma imkanı kalmaz. Pozitif toplum, pürüzsüzlüğün dayattığı hijyenin kurbanı olmuştur. Yazar “Kirli erotik, temiz pornografiye boyun eğmiştir.” der. Güzel, bu açıklıkta, bu her şeyin ayan beyan olduğu toplumda yok olmuştur. Her şey artık içsellikten yoksun kılınmıştır. Bilginin yerini alan enformasyon bile “bilginin pornografik bir formudur.”, ”Beden bugün bir krizin içinde bulunmaktadır. Sadece pornografik uzuvlara ayrılmamıştır, aynı zamanda dijital data kümelerine de bölünmüştür.”, ”Güzel olmaklık esas itibariyle örtülü olmaklıktır.”

Gel gelelim günümüzde açıklık, şeffaflık, pürüzsüzlük bir teşhir aracına dönüşmüştür. Bilgi de hakikat de bu açıklıktan payını aldığı için günümüzde güzeli ve “yüce”yi temaşa etmek imkânsız hale gelmiştir. Günümüzün estetik algısı, güzeli “yüce”den ayırmıştır. “Güzellik, tarihsel olarak, uzun bir süre sadece ahlakı ve karakteri ifade edebilmekle ilgiliydi. Günümüzde ise güzellik karakteri, tamamıyla seksiliğe boyun eğmiştir.” Bu da güzelliği tüketim nesnesine dönüştürür. “Oysa Hegel için hiçbir emtia, hiçbir tüketim nesnesi ve hiçbir mal güzel olamaz.” Dolayısıyla sanat kapitalizmle uzlaşmaz.

Han’ın kitabı, Hegel’den Kant’a, Nietzsche’den Adorno’ya, Platon’dan Gadamer’e, Bartes’a kadar estetik üzerine çalışmış birçok önemli düşünürün tezleriyle bezenmiş ve çağımızı bu düşünürler üzerinden okumaya çalışmıştır. Estetik teori üzerine çok da fazla çeviri kitap yayınlanmayan ülkemizde İnsan Yayınları’nın güzel bir iş çıkarttığını söylemek mümkün. ”Dayanıklılık ve devamlılık tüketim için elverişli değildir. Tüketim ve süre birbirlerini dışlar. Modanın geçiciliği ve süreksizliği tüketimi hızlandırır. Dolayısıyla tüketim kültürü süreyi yeniden üretir. Karakter ve tüketim birbirlerine zıttırlar. İdeal müşteri, karakteri olmayan bir insandır.” 

Yazar: *Kürşat Saygılı

*İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunudur. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Sinema yüksek lisansını tamamlamıştır. Yazın dünyasına Sinema Kafası’nda kaleme aldığı film eleştirileri ile girmiştir. Dipnot Dergisi’nde makaleleri yayınlanmıştır. Rabarba Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yapmış olan Saygılı, Cineritüel’in kurucuları arasındadır.

Konuk yazarımızın diğer yazıları:

https://www.art-his.com/biyografik-roman-kahramanlari-oguz-atay-ahmet-hasim-peyami-safa-nahid-sirri-orik/

Leave a reply

  • Site Yorumları (0)
  • Facebook Yorumları