
- Her Yaştan Okuyucunun Kendisinden Bir Parça Bulacağı 10 Çocuk Kitabı - 23 Nisan 2021
- Sevginin Z Raporu: Sanat Koleksiyonlarında Sevgi Temalı Eser İncelemesi - 10 Şubat 2021
- David Copperfield’ın Çok Kişisel Hikâyesi (2019): Dickens ile Iannucci’nin Çağları Aşan Uyumu - 25 Eylül 2020
- Hep Aynı Yaşta Kalacağımız Filmler [Liste] - 17 Mayıs 2020
- Sanat Tarihinden Hayvanlar Alemine Uzanan Çocuk Kitapları - 22 Nisan 2020
- Geçtiğimiz Yılın Gölgede Kalan Başarılı Ana Akım Filmleri - 13 Ocak 2020
- Düşük Bütçeli Yüksek Sohbetli Hikâyeler: En Başarılı Mumblecore Filmleri - 1 Aralık 2019
- Ayn Rand ve Bencilliğin Erdemi: Neden Bencil Olmalıyız? - 24 Kasım 2019
- Dijital Çağda Faust ve Mephisto’nun Bir Araya Gelişi: Being Faust – Enter Mephisto - 21 Kasım 2019
- Yürüyün, İster Dağların Üstünde İster Ormanın İçinde: Yürümenin Felsefesi - 26 Mayıs 2019
“If I sold my friends to find love and get rich…
wouldn’t that be a good deal?”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın girişimleriyle yirmi üçüncü defa düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl da tiyatro disiplininin eşsiz örneklerini şehre getirip seyircinin hafızasında silinmez bir yerde konumlandırıyor.
“Hayat Ters Yüz” sloganıyla 13 Kasım’da başlayan festivalin en dikkat çeken oyunlarından biri de Being Faust – Enter Mephisto.
Johann Wolfgang von Goethe’nin neredeyse tüm hayatı boyunca yazdığı, her daim güncel olan (ve insanın doğası değişmedikçe güncelliğini yitirmeyecek olan) Faust bu defa karşımıza benzersiz bir oyun formatıyla çıkıyor. Klasiğin teknolojiyle buluşması olarak da değerlendirilebilecek olan format, seyircinin performans sahibi olup oyunun içinde aktif yer alışını temel alıyor.
2013 yılında geliştirilen ve ilk olarak Eylül 2014’te Seul Büyükşehir Kütüphanesi’nde oynanan Being Faust – Enter Mephisto yaklaşık seksen dakika boyunca insanı arzularının peşinde koşturuyor, gerçekleşmeleri için birçok girişimde bulunulabileceğinin farkındalığını yaşatıyor.
Oyun, seyircinin çeşitli arzuları içeren on iki karttan kendi için önceliği olan altısını seçmesiyle başlıyor. Mekânın içinde yer alan bloklarda seçtiği arzularla ilgili alıntıları bulması beklenen seyirci, bulduğu alıntıları satın alabilmek için paraya ihtiyaç duyuyor. Bu noktada Mephisto&Co ATM’leri devreye giriyor. Fakat bir önemli parantez, Mephisto&Co ATM’lerinden para çekebilmek için seyircinin öncelikle değerlerini ve ideallerini satışa sunması gerekiyor.
20 Kasım’da gerçekleşen oyunda bir süre sonra kendimi ATM’den para çekip daha fazla alıntı almak için büyük çaba harcarken buldum. Tabii bu esnada gözümü kırpmadan satışa çıkardığım değerlerim arasında annem, babam ve hatta Nuri Bilge Ceylan vardı. Üç defa ATM’ye gidişim, sanırım Faust’un temel meselesine salt bir özet sayılabilir.
23. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında oynanan oyunda Mr. M. rolünü aktör Yiğit Özşener canlandırıyor. Seksen dakikayı aşan, tamamı doğaçlama bu performansta çok çeşitli yaş gruplarından insanların ilgisini diri tutup oyunu en üst çıtaya taşımayı oldukça iyi başaran Yiğit Özşener, çağının en iyisi olduğunu bir kez daha büyük bir tevazu ile ortaya koyuyor.
24 Kasım’a kadar sürecek olan Being Faust – Enter Mephisto oyununu Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde görebilir, oyunun bir parçası olabilir, arzularınız için sınırları ne kadar zorlayabileceğinizi fark edebilirsiniz. Yaşadığımız toplum içindeki çeşitli yaş gruplarından insanların en çok neyi arzuladığını ufak bir sosyolojik gözlemle anlayabilirsiniz.
Yazar: Gizem İBAK
KÜNYE
Tasarlayan: GOETHE INSTITUT & NOLGONG
Uyarlayan: Benjamin von Blomberg
Oyunu Yöneten: Peter Lee
Oynayan: Yiğit Özşener (Mr. M.)