Münir Özkul ve Adile Naşit’i Hatırlatan Dizi: This is Us

thisisus

Hande Sönmez Hakkında

Daha önce cnnturk.com, Milliyet Sanat, Fil'm Hafızası gibi yayınlarda yazıları yayınlanan Hande, son iki yıldır Akşam Gazetesi Pazar Eki'nde tiyatro, sinema, TV ve edebiyat yazıları kaleme almaktadır. RedBull.com için de çeşitli film listeleri hazırlayan Hande, sevdiği alanda üretmenin en büyük ilaç olduğuna inanır.

Çocukluğunu Münir Özkul ve Adile Naşit’li filmlerle geçiren ve de bu filmlere gözyaşı dökmeyen pek az insan vardır sanırım. İşte aradığımız o yumuşacık duygu, naiflik ve bağlı bir aile olmanın getirdikleri, yıllar sonra bir Amerikan dizisiyle bize sıklıkla hatırlatılır oldu. NBC’nin her bölüm sonrası aile bireylerini aratan dizisi takdimimdir; This is Us.                           

Yeşilçam’ın bir dönemine damga vuran aile filmlerini kim hatırlamaz? Münir Özkul’un “Bak beyim!” ile başlayan meşhur tiradını, Adile Naşit’in evlatları için boyunu eğerek yardım istediği kapıları, tüm dramına rağmen sevginin yıkamadığı o güzel insanları sanırım hepimiz bir parça özlemişiz.

21’inci yüzyıldaki genel “sevgisizlik” hâli tüm dünyaya sirayet etmiş olacak ki, NBC bizi aile olmanın ve saf sevginin güzelliğini hatırlatan, zorluklarını göstermeyi de ihmal etmediği yeni dizisi ile tanıştırdı. İlk sezonu taze biten ve henüz 18 bölüm yayınlanmış olmasına karşın dünyada büyük yankı uyandıran dizinin “ertesi gün” fanlarından olmayanlardansanız, henüz geç kalmış sayılmazsınız. Zira 18 saatinizi ayırarak sevginin açtığı kapıdan geçebilirsiniz.

this is us dizisi

İlk dakikasından itibaren bağlanmıştık, biliyorduk

Farklı zaman dilimlerine yayarak anlattığı hikâyesi, yazarların zeki hamleleri, duygu sömürüsü yapmadan çok iyi kotardığı duygusallığı ve de hepsi içimizden biri olan (klişe ama doğru) oyuncularıyla bu diziye âşık olmamak imkânsızdı. Bazı diziler için söylenen “İlk bölümü sevmedim ama sonra açıldı.” cümlesi, This is Us için kesinlikle geçerli değildi. Aksine; ilk dakikadan bizi bağlayan dizilerden biri oldu This is Us.

Çok kabaca; Pearson ailesinin üyelerinin şimdiki hâlleri ve onları şu an oldukları kişiler yapan olayları izleyiciye sunan This is Us’da karakterlerin çok boyutluluğu, çocukluklarında yaşadıklarının şimdiki hayatlarına etkileri o kadar gerçekçi işleniyor ki, izleyici olarak zamanı durdurup onlara sarılmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz. Kadınlar Jack gibi eş istiyor, erkekler Mandy Moore’un güzelliği ve sağlam karakteri karşısında kayıtsız kalıyor. Birbirinden oldukça farklı 3 kardeşin hikâyeleri su gibi akıyor. This is Us; bir masal değil ama hikâyesinin masalsı tarafları da yok değil.

Şaşırtan oyuncular

Heroes ile yıldızı parlayan Milo Ventimiglia’dan bu kadar iyi bir aile babası çıkacağını düşünür müydünüz? Ya da Mandy Moore’un kendini hiç ezdirmeyen, aşkının arkasında duran, çocuklarının her şeyine yetişen bir anne olacağı aklınıza gelir miydi? Obez bir oyuncuyu süs olsun diye değil, hayal kırıklıklarıyla, onu obez olmaya iten süreci ise nefis flashbacklerle veren dizinin yapımcıları, diziye karar verdiklerinde bu başarıyı bekliyorlar mıydı bilinmez ama aldıkları riske -varsa- değmiş gibi görünüyor.

Siz de dizinin adını daha önce duyanlardan ve henüz izlemeyenlerdenseniz; daha fazla beklemeyin.

Bir cevap yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.