“(…)Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala, O saatler ki geçer baş başa yıldızlarla. Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır; Hilkatin gördüğü rü’yâ biter, etrâf ağarır(…)” Yahya Kemal Beyatlı Herkesin kendi gözünde beliren, ayrı bir Kaf Dağı vardır aşılması gereken. Ne yola başlanan yer ile durulan yer arasındaki “Zaman” ne […]
Yazar: Alpaslan Paşaoğlu
Matrakçı Nasûh’un Kent Mimarisine Bakan Tasvirleri

“Nasûh bin Karagöz bin Abdullah el-Bosnevî”, namıdiğer Matrakçı Nasûh; topoğrafik resim geleneğinin öncülerinden biri olarak görülür. Eserlerini ağırlıklı olarak Kanunî Sultan Süleyman döneminde veren Nasûh’un kartvizitinde tarihçi, matematikçi, silahşör ve yine kendisinin icat etmiş olabileceği düşünülen “matrak” isimli savaş oyunundan dolayı Matrakçı ünvanlarına sahiptir. Akademik kaynaklarda* Nasûh’a yönelik, Kanunî’nin oğullarına 1529’da düzenlenen sünnet töreninde Atmeydanı’na […]
Bir Filmin Gölgesinde Kudüs İdeali: Exodus ve Ridley Scott

Sir ünvanlı 79 yaşındaki Ridley Scott, Hollywood sinemasının modern mimarisini oluşturan mihmandar yönetmenlerden birisidir. Londra doğumlu bir asilzade olan Scott, ailesinin Birleşik Krallık’a hizmetlerinden dolayı adeta kraliyet mensubu bir birey olarak yetiştirilmiştir. İngiltere’de baskın olan İsevi mezheplerden Protestanlık ve krallığın bağlı olduğu Anglikan Kilisesi’ne rağmen, kendisinin, inanç tercihi konusunda çok renk verdiği söylenemez. Katoliklik ve […]
Sürrealite, Yaşanmış Bir Sukut-u Hayalin Yansıması: René Magritte

Soyut kavramları temellendiren somut edinimler, kimi zaman bir sukut-u hayalden kimi zaman ise travmatik bir geçmişten kopamaz ve ait olduğu sanatçının ardından gelir. Henüz 13 yaşındayken intihara meyilli annesinin cesedinin nehirden çıkartılmasına şahit olan René Magritte bu esnada annesinin ıslanmış elbisesinin bir şekilde yüzüne yapışması imgelemini hayatı boyunca unutabilecek midir? Magritte’in beynindeki arka bahçe, bir […]
Demiryollarının Üzerinde Kurulan Ülke ABD: Hell on Wheels

Geçtiğimiz yıl finalini yapan AMC’nin yüksek bütçeli dönem dizisi Hell on Wheels (Yürüyen Cehennem, 2011-2016), klasik western anlayışını erozyona uğratan, türdeşleri arasında belki de ilk kez lirik ve masalsı anlatıdan uzak durarak kovboy (sığır çobanı) meselesinin aslı ile izleyicisini yüz yüze getiren kapsamlı bir proje. Ve tabii ki bir çuvala doldurduğu ABD tarihini, ipe bağladığı […]