Maden ocaklarının kapatılması sonrası gençlerin iş bulmak için terk ettiği ve turizmle ayakta kalmaya çalışan Transilvanya’daki bir dağ köyünde geçer. Almanya’da işçi olarak çalışan Matthias (Marin Grigore), oğlunun ormanda yaşadığı bir travma nedeniyle onun için endişelenerek geri döner. Sonrasında bölgeye hizmet eden ekmek fabrikasının etrafında şekillenen toplumsal birikmişlik gün yüzüne çıkacaktır. Arada farklı etnik gruplara mensup karakterlerin iç dünyasına da girilir. Tarihsel yük ve ülkenin politik, ekonomik atmosferi hikâyede belirleyici etkendir.
alpaslan paşaoğlu
Hep Aynı Yaşta Kalacağımız Filmler [Liste]
Farklı yıllarda doğan, sinemayı seven ve sinema üzerine düşünen yazarlar olarak hep aynı yaşta kalacağımız filmleri listeledik. Konuk yazarların da katılımıyla genişleyen liste, 80’ler ve 90’lardan bugüne, bizimle birlikte yaş almaya devam eden filmlerden oluşuyor. Keyifli okumalar dileriz. Artun Bötke – 1984 Ghostbusters (Yön: Ivan Reitman, 1984) Çocukluğumda Ghostbusters tam bir fenomendi. Sinemaya aklımın yeni […]
Seramik Sanatçısı Rauf Sadi Güven ile Söyleşi
Temel elementleri madde formunda ilk kez sanatla buluşturan disiplinlerden birisidir seramik. Çanak çömlek yapımından çok daha fazlasını farklı şekillerde üretmek isteyen Helen, Hitit, Urartu, Selçuklu, Osmanlı gibi medeniyetlerin yaşamlarında önemli yer tutan bu sanat dalı, hâlâ güncelliğini korumakta. Dünyadaki ilk seramik örneklerinin Çatalhöyük’te yapıldığının keşfine rağmen bugün Çin, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde de çok […]
İki Yakamızı Bir Araya Getirenler: Tarihi Köprüler
Çeşitli akademik kaynaklarda ilk köprüler yapısal olarak ahşap kütüklerden ve taşlardan inşa edilen basit yapılar olarak tanımlanıyorlar. Bu nedenle köprülerin tarihsel varoluşlarının başlangıcına yönelik kısa mesafelerin erişimine imkân sunan doğal oluşumlar denilebilir. Fakat köprülerin tarih sahnesine Antik Roma’nın volkanik kayaları öğüterek harç yapma fikrini icat eden mimarları sayesinde çıkması ile bu basit yapıların daha sağlam […]
Ahlat Ağacı (2018): Aradığın Neyse Seni Bekleyen de Odur
“bizim de bir işçi şiir kitabı yazmıştı, şu dolapta olacaktı…” * Çan Belediye Başkanı Kasaba (1997) ve Mayıs Sıkıntısı (1999) filmlerinden sonra Ahlat Ağacı (2018) ile tekrar memleketi Çan’a dönen Nuri Bilge Ceylan, filmindeki başkarakteri Sinan’ı da (Doğu Demirkol) üniversite eğitimini tamamlatıp kendisi gibi Çan’a döndürüyor. Bu nokta önemli. Çünkü onca yönetmen ve senaristin, hikâyelerini kurguladıkları kasabalara sadece karakterlerini […]
Sinemanın Unutulmaz Dans Sahneleri: Neşe, Keder, Çokça Müzik!
“Oysa uykuyu severim ben, gerçekten severim çünkü uyuduğum zaman rüya görürüm. Rüyamda sevdalanır, geçici bir aşkın bir anlık alevinde tutuşurum; gezgin bir oyuncu olurum o zaman, derin sularda avlanan bir balıkçı, bir Çingene falcı; yasak ağacın yapraklarını bile yalayıp yutar, yıkılana kadar içip dans ederim.” Eduardo Galeano, Kucaklaşmanın Kitabı Sinema tarihinde müzikal dendi mi Singin’ in the […]