Arayış, Benciliyet, Özgürlük Sanrısı: Jean-Luc Godard’ın Karakterleri

Umutsuzluğun zaferiyle sonuçlanan À bout de souffle’dan (1960) mı, Alphaville’in (1965) huzursuz ve ürpertici dünyasında yaşayan hayat mahkûmu kadınlardan mı, Yeni Dalga’nın etkileriyle sıra dışı bir burjuvazi eleştirisine dönüşen Week End’in (1967) fovist renklerinden mi başlasam; yoksa Vivre sa vie’de (1967) olduğu gibi kendini beklenmedik bir ömrün ortasında bulmanın dehşetinden mi dem vursam bilemiyorum. Pierrot […]